10 Haziran 2011 Cuma

DUALARLA YAŞATIYORLAR

Dün ülke genelinde yapılan eş zamanlı operasyonlarda gizli bir örgüt deşifre edildi. Gözaltında alınan ilk ifadelerde müthiş bir komplonun bilgilerine ulaşıldığı düşünülüyor.


Anarşist olduklarını söylüyorlar:

Kendilerini “Spirituel Anarşist” olarak tanımlayan örgüt üyeleri, öncelikli hedeflerinin bazı zalimlerin, hesap vermeden ve yargılanmadan bu dünyadan göçüp gitmelerine engel olmak olduğunu açıkladılar.


Akıl hocaları var:

Medyumlardan, şamanlardan, budist rahiplerden, lamalardan, yogilerden, imamlardan, papazlardan, hahamlardan ve benzeri ruhani her türlü kişiden danışmanlık alarak kendilerini geliştirdiklerini söyleyen örgüt üyeleri, bir kolumuz da Maya’lar, Mu, Atlantis ve Mısır uygarlıkları, UFO’lar, ‘kuantum evreni’ gibi konularda araştırmalar yaparak alternatif yöntemler üzerinde uzmanlaştı dediler.


Uzun yaşamalarının sırrı konusunda çarpıcı açıklamalar:

Alınan ifadelerinde, “İtikatlı arkadaşlarımızdan oluşan oldukça kalabalık bir grup her akşam yatmadan önce, söz konusu kişilerin ölmemeleri için dualar ederek, inançlarına göre gerek tütsü yakarak, gerek tespih çekerek, gerek küçük sunakları önünde meditasyon yaparak bu dileklerini ruhsal kanaldan ulaştırmaya çalışırlar. Bunun yanısıra haftada bir, gruplar halinde toplanarak, çember oluşturup daha güçlü ruhsal sinyallerimizi ‘evren‘ için yollarız” diyerek itirafta bulundular.


“Amacımız mümkün olduğu kadar uzun yaşamalarını sağlamak. İnanıyoruz ki, gün gelip kurulacak ‘vicdan mahkemelerinde‘ bu zalimler hesap verecek. Çektirdikleri acılardan, söndürdükleri nice yaşam ışığından dolayı pişmanlık duymadan aramızdan ayrılmalarını istemiyoruz. Ayrıca uzun yaşayarak çektikleri sıkıntıların ruhlarına olmasa da bedenlerine yeterince ıstırap verdiği kanaatindeyiz.” dedikleri de sızan bilgiler arasında.


“Askeri Kanatları" da var:

İçlerinde beslenme uzmanı, ayurveda terapisti, alternatif tıp uzmanı, akupunktur uzmanı, masör-masöz, fizyoterapist gibi kişilerin, örgütün cephe kanadını (SA-C) oluşturarak, hedef kişilerin evlerine, tedavi gördükleri hastanelerine sızıp, fizyolojik olarak onları ayakta tutmaya çalıştıkları da ortaya çıktı.


Bir çok belge ve örgütsel dokümana da el kondu:

Operasyonlarda ele geçen eylem yapılacak kişiler listesinde tanınmış diktatörlerin yanısıra, bir çok eski ve yeni politikacının, devlet görevlisinin, sermaye sahibinin ismi yer alıyor. Operasyonda el konanlar arasında çeşitli müzik aletleri, pachwork hazırlanmış pankartlar, kitaplar, tütsülükler, tütsüler, çeşitli boy ve ebatta mumlar, tespihler, teleskoplar, bilgisayarlar, yüzlerce belgesel cd’si ve 1960‘lardan başlayan National Geographic arşivi var. Sorgulama sırasında işgüzarlık yaparak ele geçirilen tütsüleri yakmaya kalkan bir kaç görevlinin, tütsü dumanından etkilenip istem dışı ‘om‘ sesi çıkarması ve kucaklaşmaları üzerine, yangın söndürücülerle yanmakta olan tütsülere müdahale edildi.


Gözaltına almalar sırasında bir kaç örgüt mensubunun olay yerindeki kameralara “zulm ile abad olanın ahiri berbad olur” diye bağırdığı duyulmuştu.


Savcılığın sanıkları mahkemeye sevkinden sonra, hakimin “siz kafayı mı yediniz?” sorusu üzerine, sanıklardan C.Ö. (47) “sizce?” diyerek soruya soruyla cevap verirken, hakim “hayır size demiyorum, savcıya söylüyorum” diye düzeltti. Akabinde, şiddet barındırmayan, hatta kişilerin yaşamlarını uzatmaya yönelik iyi dileklerin yasalarca suç olamayacağını hatırlatarak takipsizlik kararı verdi ve grubu serbest bıraktı.


Serbest bırakılan grup üyeleri, yakınlardaki parka gidip ateş yakarak, hep bir ağızdan şarkılar eşliğinde dans edip halay çekti. Bir grup üyesi oluşturulan çemberin ortasına geçip, elindeki listede yer alan isimleri megafonla tek tek okurken, diğer üyeler her isimden sonra “çok yaşa!” diye bağırdı. Tüm isimlerin okunmasından sonra grup alaylı bir biçimde dağıldı.


(OHA - Smyrna)

5 Haziran 2011 Pazar

MAHKEMEDEN YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI

Durumu İdare Mahkemesi’nden kamu oyuna açıklama:

Parlamento Milletvekili seçimleri öncesinde, iktidarın icraatlarından yola çıkarak, sağda solda, kahvede yolda, fikir yürütmek suretiyle konuşup yorumda bulunan kişilerin, bu eylemlerine ivedilikle son vermeleri önemle duyurulur.


Yürüteceğiniz fikirler ve bunların sesli ifadesi size gaz, cop, tekme, tokat, gözaltı, gözaltında morluk, kalçada platin, kafatasında çatlak, kaburgada kırık v.b. olarak dönecektir. Üstelik haklarınızın hatırlatılması sırasında zarar gören ekipmanın ve tedavi masraflarının maliyeti de size ödetilecektir. Olur da bu fikirlerinizi yazılı olarak ifade etmeye kalkıp, bu yazdıklarınızı herkesin görebileceği yerlere astığınızda göreceğiniz samimi muameleden şikayet etmeyiniz. Üstüne üstlük demokratik hak ve özgürlüklerden hiç söz etmeyiniz. Ettiğiniz sözler, söz konusu edilmeyerek haklarınız kolluk kuvvetlerince uygulamalı olarak gösterilebilir. Bkz: “Nus ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir” netekim.


Hadi diyelim bu uyarıları dikkate almadınız, fikir yürütmeye, bunları ifade etmeye, ileri gidip şikayet etmeye, durmayıp hak talep etmeye, coşup aynı fikirleri yürütenlerle bir araya gelmeye, kendinizden geçip görünür olmaya kalktığınızda yüzünüze gözünüze acı biber sıkılır. Orantısız hatırlatma yapılır, kalbiniz sıkıştırılır ve haktan muaf hale getirilirsiniz. Kim sıktıya gidersiniz. Kimliğinizin üstünde de durulmaz. Mahkeme alınan karar doğrultusunda, (Anayasanın 1984 no.lu maddesinin, G fıkrası O bendine göre) fikir yürütmeyi geçici olarak durdurmuştur. Kamuoyuna duyurulur.


(OHA - Neverland)

3 Haziran 2011 Cuma

Anneler Günü ve Babalar Gününe Yeni Düzenleme


Tarihleri her yıl değişen özel günlere netlik kazandırmak için hükümet kolları sıvadı. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı bünyesinde " Özel Günler Tarih Belirleme Komisyonu " kuruluyor.
Kurulacak komisyonda, Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanlıktan 2, Diyanet İşlerinden 1, Türk Tarih Kurumundan 1, Milli Eğitim Bakanlığından 1, Devlet Meteorolji İşlerinden 1, Türkiye Esnaf ve Sanatkar Odası'ndan da 1 olmak üzere toplam 7 üye bulunması düşünülüyor. Devlet Bakanı Aliye Kavaf konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi;
Bilindiği gibi, özellikle bu anneler günü ve babalar günündeki belirsizlik, yıllardır kanayan bir yara. Şimdi misal, yakında babalar günü var. Desem ki bana tarihini söyleyin, hiç biriniz söyleyemez. Neden? Çünkü kesin bir tarih yok. Haziranın birinci pazarı mıydı, ikinci perşembesi miydi, hadi diyelim bildik, ikinci pazarı o tamam. Bu sefer de hadi bakalım bu hafta mıydı öbür hafta mıydı yoksa geçti mi? Milletin kafa zaten uçmuş ,yazık günah bu vatandaşa. Hayır burda kalsa iyi bir de işin aile içi boyutu var. Diimi ? Mesela kendimden örnek vereyim geçtiğimiz anneler günü bir hafta çocukların suratına bakmadım, anneler gününü unuttular diye. Bir pazar gününü evde geçirdim. Ziyaretime gelirler diye oturup bekledim. Akşama kadar ne gelen var ne giden. Meğer bir hafta sonraymış.Ya gördünüz mü bana da yazık. Boşu boşuna çocuklarla kötü olduk. Biz bakanlığımız olarak düşündük taşındık öncelikli olarak bu anneler ve babalar günü için kesin bir tarih belirlemeye karar verdik. Mesela sevgililer günü 14 şubatta, Yirmidokuz Ekim
29 Ekimde, kesin, net, hiç karışıyor mu? Dedik ki şu işin adını koyalım. Belirleyelim bi tarih diyelim ki şu gündür. Millet te bilsin ne gün anne günüdür, ne gün baba günüdür. Hem esnaf ta bilsin ne yapacağını, önünü görsün. Ne gün mal alacak, ne gün satış yapacak. Çeki var adamın senedi var, diimi arkadaşım?
Bir bayan gazetecinin son günlerde artan koca dayağı ve koca cinayetleri ile ilgili nasıl bir çalışma yapmayı düşünüyorsunuz? sorusuna ise bakan,
"Hoppalla ne alakası var şimdi" biçiminde tepki verdikten sonra ; "Bak güzel kızım ben de 27 senelik evliyim. Sen benimkini melek mi sanıyorsun? Biz nasıl idare ettik bunca sene? Azıcık alttan alsınlar azıcık ta cilve yapsınlar. Erkek kısmını idare etmek kadına düşer. Ay bu yaştan sonra millete kadınlık mı öğreticez " şeklinde yanıtladı.
OHA (olası haberler ajansı) ANKARA

2 Haziran 2011 Perşembe

Lahey'den Liderlere Uyarı


Yaklaşan seçimlerle birlikte liderlerin üsluplarının iyice sertleşmesi üzerine Lahey savaş suçları mahkemesi 'nden liderlere uyarı geldi. Lahey Savaş Suçları Mahkeme başkanı Robert J. Redcliff yaptığı açıklamada Türkiye'deki seçimleri izlemeye aldıklarını; özellikle R.Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun mitinglerde kullandıkları üslubun savaş suçları kapsamına girmesinden endişe duyduklarını belirtti. Redcliff liderlerin son günlerde birbirlerine hitap şeklinin mahkeme kriterlerine göre "Kavgada bile söylenmeyecek laflar" düzeyinde devam ettiği, bunun bir üst aşamasının da "Savaş suçu içeren sözler" sınıfına girdiğini de sözlerine ekledi.
SONLARI MLADİÇ GİBİ OLUR
Redcliff sözlerini şöyle sürdürdü ; "Valla böle devam ederlerse bizden günah gider. Kimsenin gözünün yaşına bakmayız. Sırp Kasabı'nı bile nasıl paketledik gördünüz. Tayyip babamın oğlu değil.Kimse terbiyesini bozmayacak işte o kadar."
KAVGADA SÖYLENMEZ
İşte liderlerin kullandıkları ifadelerden bazıları :
Şerrefsiz, alçak, çete, yalançı, uçan yalançı, cücük, dörtgöz, düdük makarnası, elma yanak, eşşolubeşkulak, badem bıyık.
OHA(olası haberler ajansı) La Haye

1 Haziran 2011 Çarşamba

12 eylül yargılanıyor



12 Eylül darbesi 31 yıl aradan sonra yargılanıyor. 12 Eylülün mimarları geç de olsa birer birer mahkeme önüne çıkarılmaya başlandı. Eski Milli Güvenlik Konseyi üyeleri Emekli Orgeneral Sedat Celasun ve Emekli Orgeneral Nurettin Ersin' in ardından Emekli Oramiral Nejat Tümer de hakim karşısına çıkacak.Hakkında tutuklama kararı çıkarılan Nejat Tümer Selimiye Camiinde yapılan sade bir törenden sonra Yüce Mahkeme'nin huzuruna getirilecek. Duruşmanın geniş kapsamlı yürütülen soruşturma aşamasında şimdiye kadar bir çok tanık dinlendi. Tanıklığına başvurulanlar arasında 12 eylül döneminde idam edilmiş işkencelerde ve ceza evlerinde hayatını kaybetmiş pek çok genç bulunuyor. Tümer'in dava dosyasının Celasun ve Ersin'in dosyalarıyla birleştirileceği ve davet gönderilen Şahinkaya ve Evren'in de katılmasıyla Mahkeme'den bir karar çıkmasının beklendiği bildirildi.
OHA(olası haberler ajansı) Araf