26 Ekim 2018 Cuma

KADİM BİR UYGARLIKTI MAYALAR


Mayalar kadim bir uygarlıktı. Topluluk olarak varolmaya inanır, münferit olduklarında ağırlaşır, uyku bastırır bundan imtina ederlerdi. Maya için yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür değil, bilakis bir orman gibi kardeşçesine idi. Ne ile ilişkiye geçse onun içinde çoğalır, nitelik katar ve bulundukları ortamı dönüştürürdü mayalar.

Mayalar zamanın ustalarıydı. Zamana saygı duyar üzerlerindeki etkisine, değiştirme gücüne inanır öyle yaşarlardı. Tarım sayesinde buğdayla, mısırla tanıştılar. Suyun da yardımıyla ekmeği buldular. Buğdayı, arpayı suyla kurcalayıp birayı keşfettiler. Üzümün tatlı, ılık sularından şarabı icad ettiler mayalar. Analarının ak sütü gibi sarıldılar da ineklerin, koyunların, keçilerin ve dahi atların sütlerine, aç insanların karınlarını doyurdular mayalar. Çeşit çeşit ürünü buldular da parayı bulmadı mayalar, onu Lidyalılar buldu.

Elleri nasırlı Nasıralı bir marangozun söylediklerine (bu benim bedenim yiyin, bu benim kanım için) inanıp yola çıkanlar, geçtiler deryayı ama çayda boğuldular. Mayaların uygarlığına, marangozun yanlış anladıkları sözlerini yaymak icin saldırdılar. Oysa tek felsefesi vardı mayaların: Olmec veya olmemec; bütün meseleleri buydu. Altından ne çıkar hiç düşünmeden çoğalmak, yaşamak. Gelgelelim altının ışıltısı kamaştırdı gözlerini kanla beslenen Vatikan’ın. Ekmek ve şarap niyetine mayalanmış bedenleri kestiler, mayalı kanları akıttılar yeryüzüne. Yeni bir dünya keşfettik o halde Jesus’sız kalmasın tek bir köşesi diye itiraz eden herkesin de cezasını kestiler, Vatikan’a kananlar. Oysa kadim bir uygarlığın yaşadığını bilemediler o ekmeklerde, şaraplarda ve yok ettiler geleceklerini mayaların. Gelecekleri vardıysa da görecekleri bu oldu insanlığın.

Biz burada mayalar aslında bağırsakta yaşayan kadim bir uygarlıktır diye bağırsak da, dediler ki; probiyotik bir yaşamdır artık yeni dünyadaki yaşam. Para eden canlılardır bizim için mayalar. Önce bozarız florasını barsakların, sonra salarız profesyonelleşmiş biyotiklerimizi ormanlarınıza. Neymiş o öyle bir orman gibi kardeşçesine yaşamak, komünistin dediğine bak.

Kadim bir uygarlıktı mayalar, silindiler, değiştirildiler, asimile oldular. Cortez’in kılıcıyla, Monsanto’nun oyunuyla. Oysa bilecekti yaşasaydı doğanın kanunuyla; halk icinde muteber bir nesne yok devlet gibi, ol maya ki, olsun devlet de cihanda bir nefes sıhhat gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder