KOKOREÇ
(cockroach) PARTİSİ ve
düşündürdükleri...
( İnsanlık Tarihi üzerine naif
çiziktirmeler )
“kulaktan dogma bilgi öldürür” -- Virgilius
23 Temmuz 2011
gecesi, saat 02:43te Paşa’nın malikanesi önünde füme rengi bir ford fiesta
durur. Araç içinde ki 4 kişiden ikisi inerek huzura çıkarlar. Ancak, yalnızca
ziyaret saati değil süresi de gariptir;
yalnızca 4 dakika... bu konuya
döneceğimi belirtip, bunun yalnızca bir girizgah olduğunu söyleyeyim.
*********
Biliyorsunuz
İncognito’nun da sosyal medyada duyurduğu gibi
(Faceb.//http,36449595-35), bu yıl Kokoreç Partisinin 9. su (dokuzuncusu)
idrak edilecek... hayırlara vesile olsun, hayır bir şey dediğimiz yok...
aksırıncaya kadar tıksırıncaya kadar yiyiniz efendim, memlekette demokrasi var.
En tabii hakkınız bu. Tüyü bitmemiş yetim parkta yatarmış, ne gam... yiyin efendiler yiyin -- (N.Hicmet-Run DMC).
Hazır maksat hasıl olmuşken, sizlere şimdi nasıl bir entrikanın içinde
olduğunuzu belgeleri ile ispatlayacağım. Evet 9. Dokuz nedir dokuz ? en
nihayetinde bir doğal sayı, değil mi ? masum, tek basamaklı, asal, yasal bir
çoğul eki belki de... ahaha ama hiç de öyle değil... Neden mi, şimdi sıkı
durun: bu yıl Rock-A festivalinin kaçıncısı yapılacak ? efendim ? sesleri duyar
gibiyim; yedi, yedi !... heyhat, siz onu
benim kasketime anlatınız. Yedi ha ... yemezler efendim ... işte açıklıyorum,
bu yıl Rock-A’nın da 9.su
düzenlenecek... evet evet, yanlış
duymadınız, yazıyla dokuz (9)... peki bu nasıl oluyor canım efendim... şöyle
oluyor güzel kardeşim, gençlerin yılışık bir biçimde eğlenmeye çalıştıkları o
yozlaşmış panayır aslında 2005 yılında
başlamış olup, ilk ikisi halka kapalı yapılmıştır. Yaaaa , şaşırdınız değil mi
... evet peki neden halka kapalıydı, ve halka kapalı olan bu “etkinlik” kimlere
açıktı ? onu omzu kalabalık olanlara sormak lazım ama, onların çeneleri apoletleri
kadar şakımaz. Ha onlar şakımaz
da biz susar mıyız. Hayır! Bin kere hayır ! ... 2005 yılı ağustosunda Fethiye’nin
Kürkbükü koyunda demirli olan “Anatolian
Treasure” adlı ultra lüks yatta, amerikalı milyarder işadamları ve mossad generalleri
ile kimler scoth whisky tokuşturmuş
sorarım ! bazı gitarzenlerimiz o gece özel olarak dalaman havalimanından özel
otolarla alınıp, yata servis edilmemişler midir ? o gece eşlerinin alelacele
ortadan kaybolmasına anlam veremeyen kimi lojman sakini hanımlar, tereddütte
kalmamışlar mıdır ? yaaa, daha anlatayım mı ...
İkincisi 18 ağustos 2006’da Dikili’de yine
aynı adlı yatta yapılan ve geceli gündüzlü 3 gün süren bu maskeli balolarda vatan toprağı masaya
yatırılmamış mıdır? Silah tüccarları ile komprador burjuvazinin uşakları
kolkola “kollara bastı” oynamamışlar mıdır ? biliyorum şimdi kimileriniz
ayağına basılmış gibi irkilecekler. Yo yo, hepinizi itham etmiyorum, iyi niyetli , kavruk lojman
çocuklarını tenzih ederim. Ama onlar da bilmeliler ki, bu sosyal faaliyetler
hiç de öyle saf birer libido deşarjı değildir.
KOKOREÇ+ROCK-A
= DEJENERE GENÇLİK
Evet işte böyle aziz Karşıyaka Çocuğu. O yatlarda
milyarderlerle karides lüpleten bazı zevat, sizi mangalda sardalya ile
geçiştiriyor. Açık konuşuyorum, çetenin tümünü deşifre edemedim ama şunu bilin
ki, masum değiliz hiç birimiz. Peki, İlk
iki yılı pilot olmak üzere, ege kıyılarında uygulanan bu festival adı altındaki
panayırın kokoreç (cockroach) partisi
ile ilgisi nedir derseniz, siz hiç o gecelerde lojmanın arka bahçesinde ki
nahoş ortamda, karanlık bazı tiplerin gelip, paşanın omzu üzerinden eğilip
bıyıklarını burarak bir şeyler fısıldadığını görmediniz mi ? paşanın da bu
sözlere kah başını aşağı yukarı , kah da sağa sola sallayarak karşılık
verdiğini hangi temiz vicdanlı karşıyaka çocuğu inkar edebilir. Hiç kedi
sevmeyen o omzu kalabalık, neden o gecelerde kucağında sürekli duman rengi bir
kedi ile görülür... ahahaaa evet kalkan kaşları görür gibiyim... duman rengi...
yani sis gibi, pus gibi, alacakaranlık gibi... dumanlı havayı kim sevmez ! ya o mualla'yı sandala atıp. ruhumda hicranın'ı
söyletme hikayesi ... geç
bunları anam babam, geç bir kalem... kim
ne derse desin, bu iki faaliyet birbiriyle sıkıfıkı bir ilişki içinde olan bir
çete tarafından organize edilmekte, amerikadan fonlanıp, golan tepelerinde
rektifiye edilip, egenin , karşıyakanın temiz delikanlı ve genç kızlarına “ücretsiz”
adı altıda servis edilmektedir. Evet,
klanın kimi kalemşörleri de işin içindedir. Kimi uyuşturucu “Baron”ları, Terra
İncognito prensleri, dişi militanlar, şöhretin büyüsüne kapılmış biçare
davulcular, kılıç yutanlar, ateş kusanlar... daha söyleyim mi ha ! hahaaaa ... sözüm ona mevlevi kisvesi ve sikkesine meyledenler
önce bir aynaya baksınlar. Ya bazı hattatlara ne demeli, masaüstü yayıncılık adı
altında gençliği “ayaküstü” yayıncılıkla zehirleyenler, “Cosette” adı altında
sefilleri oynayanlar, Holy (huly) Mother’lar.
Habiş ruhlar, kedoşlar ve minnoşları hiç saymıyorum... suça ortaksınız ! mahkemeyi kübrada
görüşeceğiz sizinle... Amerikanın Neo-Can’ları ile, “Gelin Neo-Canlar bir Olalım” konferansları
tertip edenler kimlerdir ? herhalde tüyü
bitmemiş yetimler değil, gözü doymayan bir
kısım zevat... “apoletler şıkırdayınca bülbül susar” ata sözünü hangi birimiz
duymamışızdır ? daha söliim mi haa ? ahahahahaa ... o konakta, kara kaplı
defterlerde arkadaşının isminin üstü çizilirken el ovuşturanlar kimlerdir, buna
bir bakmak lazımdır. Yine o konakta, yılbaşı gecelerinde,arka taraftaki ikna odalarına alınıp, göz yaşları içinde
dışarı çıkan halide edip’lerimiz kimlerdir, açıklansın ! nerden geldiği güya
bilinmeyen johnny walker’lar su gibi gecenin koynuna akarken o konağın
müçtemilatında hangi öksüzler kandil
ışığında istikbale aşık olmaktadırlar, bunlar da açıklansın ! yaş günü adı
altında düzenlenen o kokteyllerde imalı bakışların, göz süzmelerin, eda ve
işvenin yeri nedir, ifşa edilsin ! daha söliim mi ha ? hahahaaa...
Ne oldu
şaşırmış gibisiniz, hani bu çocuk süt dökmüş kediydi, hani yere bakan yürek
yakan, hani vur ensesineydi al lokması, yaaa gördünüz mü, kahramanın koyunu
sonra çıkar oyunu... siz beni o partilere çağırmayın, sonra oooh çalsın sazlar
oynasın kızlar... yok öyle yağma, kulaktan dogma.sanıyorsunuz ki, ne ben
farkındayım ne de Polis farkında...
ispiyonlandınız kıtipiyozlar, kıpti vezirler, tığnetsiz tecessüm fukaraları...
bu yazının bir nüshası karşıyaka kaymakamlığına bir nüshası ise moskovalı
yoldaşlara mail olarak yollanmış olup, canıma ya da malıma karşı en küçük bir
tecavüzde, gerekli zinde güçler harekete geçecektir. Gece yarısı genelkurmayın
ışıklarını yaktırtmayın bana şimdi...
hahaaaaaaa...
Bir Ghost
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder